Haberi yeni okudum. Okudugum anda sinirden elim ayagim bosandi. Denizlispor yonetimi Roman Kratochvil’i ve Tomas Abraham’i “yeni yabanci transferlere kontenjan acmak” amaciyla gonderecegini duyurmus. Bu nasil bir transfer anlayisidir anlamiyorum. Yerine kimi getireceksiniz de takima 8 yildir hizmet etmis, 166 macta 33 gol atmis, istikrar abidesi, kisiligiyle ornek olan bir adami gondermeyi dusunebiliyorsunuz? Su takima Koksal’lardan beri Ali Yalcin’lardan beri Doktor Kemal’lerden beri kim 8 sene araliksiz hizmet edebildi, kim takima abilik yapti?
Profesyonel futbol ligi olusturma kanunuyla 1966-67 doneminde ortaya cikan 10’larca sehir takimindan biri Denizlispor. Bir-ikisi disinda hepsinin kaderi ayni. Oyuncu bul, yetistir, sat, borc ode… Kume dus, biraz surun, sonra tekrar yuksel… Roman, 66 dogumlu bu takimin akranlarindan bir nebze ayrilmasini sagliyordu. Belki ilk defa bir sehir takimiyla oyuncusu bu kadar birbiriyle ozdeslesmisti. Takimin bayrak adamiydi, ekonomik krize ragmen takimini satmadi hic. 40 yillik Denizlili gibi Migros’ta kasa kuyrugunda bizimle muhabbet ederdi esi ve iki cocuguyla.
Takim ligden dusse bu kadar uzulemezdim, buna eminim.
Hava alanlarini cok seviyorum. Milyar dolarlik tesisler olmalarina ragmen icinde bir tane bile elektrik prizi olmasa da seviyorum. Inis yapan her ucaktan vergi alarak gunde milyor dolar para kazanmalarina karsin, iki kurusluk elektrik sarfiyatina kafayi takmalarina ragmen seviyorum.
Biletimizi aldik, beklemeye koyulduk…
Bir yili askindir 6. nesil iPod Classic kullanmaktayim. Kullanmaya basladigimdan beri iTunes’dan nefret edip freeware yazilimlara yonelmis durumdayim, misal SharePod (bunu yazan adama da ayri bir blog yazisi ithaf etmek lazim).